Yazı:Tahsin CEYLAN
Fotoğraflar: Tahsin CEYLAN-Ferda BÜYÜKBAYKAL
Bilinmeyene ulaşma, orada yer edinebilme ve özgürlügü hissetme anlayışı insanoğlunu hergün farklı çabalara sürüklüyor.Özgürlük, özgür hissetme günümüzde bilimsel zeminde sıkça tartışılan bir konu olmuştur.Kimi yüksek bir dağdan aşağı doğru kayarken kendini son derce özgür hissetigini ifade eder, kimi dalarken , kimi de müzik yaparken.Yaşamı salt seyretmekle yetinmeyenler, duygu bütünlüklerini farklı zeminlere taşıyarak orada yoğunlaştırmaya çalışıyorlar.Görünen odur ki herbirimiz yüregimizde hisettiklerimizi en güçlü nasıl ve farklı ifade edebiliriz arayışı ve çabalar içindeyiz.Kısacası “hayaller gerçekleşme şansını kişinin hayal gücünün büyüklüğünde bulur”.
Alfred LAUER; bizlerden biri yıllardır müzikle dolu bir yaşam sürüyor.Türkiye de konuğumuz olması bizler için son derece sevindirici.Almanya da radyo sanatçısı 19 arkadaşı ile birlikte kurduğu “Alfred Lauer Big Band Orkestrası” son derece başarılı çalışmalara imza atıyor.Alfred Lauer;bir balıkadam, yaklaşık 200 dalışı var, sualtında yaşadığı gördügü her manzarayı mırıldayarak melodileriyle birlikte özümsedigini ifade ediyor.Orkestra arkadaşlarından dördü, tecrübeli balıkadam, digerlerinin hikayesine gelince;Sualtında orkestrasıyla konser verme fikri kendisinde oluştuğunda, konu ile ilgili sponsor aramaya başlar Alfred Lauer.Projeye en sıcak yaklaşım merkezi Hanover’de bulunan ROBINSON CLUB’dan gelir.Yapılan görüşmeler sonucu grup Türkiye’ye gelerek Kemer Çamyuva daki Robınson Club’a yerleşir. Sualtında konser verme düşüncesi tüm grubu heycanlandırır. Kaldı ki bu bir dünya rekoru olacak ve Guiness Rekorlar kitabına geçektir.Şimdi görev sırası Robınson Club Dalış merkezinde,grup üyelerinden dalmayı bilmeyen 15 kişiye dalış eğitimine başlanıyor.Robınson Club Dalış merkezi Thorsten Dietzel ve arkadaşımız Adnan Dutlu’nun sevk ve yönetiminde faaliyetlerini sürdürüyor.Denilebilirki bölgenin en kapasiteli ve organize merkezlerinden biri.İçindeki rekompresyon odasında geçen yıl çevreden beş kişi tedavi görmüş.Her türlü ekipman son derece kaliteli ve düzenli.Adnan yaklaşık 12 yıldır burada görev yapıyor.Scuba eğitmenliginin yanısıra, rehber balıkadam ve cankurtarma eğitmeni.Ayrıca sualtı fotoğrafçılığı ile de uğraşıyor.Cumartesi günü bizleri zorlu geçen bir yolculuktan sonra Sulu Adaya ulaştırması ve orada Erhan ve Ferda ile birlikte gerçekleştirdigimiz dalış mükemmeldi.Merkezda aynı anda 50 dalıcıya hizmet verilebiliyor.15 kişilik orkestra elemenlerı eğitime alınarak 20 gün boyunca hergün ikişer dalış olmak üzere eğitilmelerine müteakip, sualtında müzik provalarına geçilmiştir.Grubun bir önceki akşam plajda verdikleri konser ise muhteşemdi.Tabiki dilegimiz bunun sualtında gerçekleşmesiydi.Beklenen gün 25 Temmuz pazar günüydü.Ve bugünün bizim için bir başka önemi ise Seda’nın doğum günü olmasıydı.Umarım yanında olamayışımı anlayışla karşılamıştır.Projeye yerli ve yabancı basının ilgisi büyüktü. Alfred Lauer Big Band Orkestrası büyük heyecan ve meraklı bakışlar altında önceden hazırlanan platformda yerlerini alırken,bir dünya rekoruna tanık olmakta bizler için mutluluk vericiydi.Rüdiger Baldauf ve Andy Haderer gibi önemli isimlerin yer aldığı orkestra sanatçıları ünlü “ New York, New York” şarkısını sualtında seslendirdiler.Orkestrada solist olarak görev yapan Almanların ünlü ses sanatçısı Margit Fischer, şarkıyı tüpten sık sık hava aldıktan sonra nefesini bırakırken bölüm bölüm söyledi.Nefesli çalgıları kullanan müzisyenlerde aynı yöntemi izlediler.8 metre derinlikte ve Club’un açıklarında gerçekleşen konser’e sualtında da basının ilgisi fazlaydı. Planlanan süre içinde başarı ile gerçekleşen konserden sonra sevinç çok büyüktü.Birçok seyirci yüzeyden maske ve şnorkelle konseri izledi.Konserden sonra görüştügümüz Alfred Lauer; bundan sonraki hedeflerinin bu alandaki teknikleri dahada geliştirmek olduklarını lfade ettiler.Örnegin kemanı da sualtında kullanabilme imkanlarını deneyerek araştıracaklarını belirttiler.
Alfred Lauer ve arkadaşlarını bizlerde Sualtı Dünyası Dergisi olarak kutluyoruz.Böyle bir aktiviteyi Türkiye de gerçekleştirmeleri ise bizler için daha da sevindirici.Organizasyonu gerçekleştiren Club direktörleri Heinz J.Hengelhaupt ve Arne Bürck’e ve büyük katkılarından dolayı Thorsten Dietzel ile sevgili Adnan Dutlu’ya buradan bir kez daha teşekkür ediyoruz.
IŞIĞIN BÜYÜLÜ MAVİ İÇİNDEKİ DANSI-SULUADA
Bölgeye yaptığımız ziyaret nedeniyle Adnan’ın bir de bizlere sürpriz dalışı oldu.Uzun bir yolculuktan sonra vardığımız nokta.Sulu Ada.İçindeki tatlı su kaynaklarından dolayı adaya “suluada” adı verilmiş.Yasaklarla bezenmiş ,dalış turizmine kapalı ve etrafında sit alanı ilan edilmesini gerektirecek hiç bir kalıntı yada iz yok.Ancak mükemmel bir sualtı güzelligi var.Planladığımız dalış noktasına geldigimizde, Adnan’dan brifing aldık.İlk noktamız bir karides mağarası ve akabinde adayı ortadan ve sualtından geçebilecegimiz bir tünel.Şiddetli akıntı nedeniyle ön tarafta tutunamadığımız için arka tarafına geçmeyi planladık.Kaptan Selahattin’nin yönetimindeki sürat motorumuz bizleri karaya çıkartmanın ardından arızalanarak çalışmayışı o gün yaşanan tersliklerin ilki degildi.Çünkü yola çıkmamız dan hemen 3 mil sonra arızalanan ilk botu bırakıp başka bota geçmiştik.Moturu soğuması için beklemenin ve ardından yanıbaşımızdaki teknenin akü destegi ile tekrar çalıştırmasının ardından,yine adanın ön tarafındaki noktaya dalışa geçtik.Erhan ve Ferda’nın karides mağarasına gitmelerine karşın, daha fazla bulanmaması için ben ve Adnan mağara önündeki boğazda görüntü alma çalışmalarına başladık. Buraki derinlik yaklaşık 27 metre.20 dakika sonra grubun bir araya gelmesiyle birlikte adayı bölen noktaya doğru ilerlemeye başladık. Mavinin sualtından keşfini yaşadığımızı ifade etsem abartı olmaz.Erhan kamera ile ben ve Ferda ise Fotoğraf makinalarımızla tam bir görüntü alma şöleni yaşıyoruz.Işık kırılmalarının yüzey dalgalanması ile birlikte yarattığı muhteşemligi yaşamak gerçekten çok güzeldi.Işığın mavi içindeki dansına tanık olmamızı sağladığı için sevgili doğamıza bir kez daha minnettarlık duyuyorum. Sevgi ile bezenmiş,çok anlaşılan ama hiç anlatılmayan bir anı görüntü olarak sunabilmenin sevincini yüregimde hisediyorum şimdi. Sevincimize kucak açan ve sessizce bizi izleyen doğaya çok şeyler borçlu olduğumuza inanıyorum.Adayabileceginiz degerleriniz varoldukça doğa sizlere daima cömert davranacaktır. Hayatımızın bir parçası olan Denizel yaşamı Yasaklarla degil sevgi ile korumalıyız.Dokunuşunuz dürüst olmalı. Fiziksel olarak göremediginiz bir çift büyülü göz yıldızların ardından sizi mutlaka gözleyecektir.Bunu yüreginizde hissedebiliyorsanız,ulaşmak istediginiz bütün degerler sizlere herzaman daha yakın olacaktır.