21 Mart 2011
Geçen hafta Belediye\'nin orkinoz çiftliğine hayır kampanyası nedeniyle İzmir Seferihisar\'daydık Şahika ve Murat Bilecenoğlu ile birlikte..Orkinozlar hakkında neler biliyoruz bu konuda Murat\'la hazırladığımız kısa bir bilgi notunu sizlerle paylaşmak istedik.
Akdeniz ve Atlantik\'in, hem ticari türler arasında hem de ekolojik açıdan en değerli türlerinden biri olan mavi yuzgecli orkinoslar tamamen tükenmenin eşiğinde. Yıllardır biliminsanları bu konuda uyarıda buluyor...
Akdeniz’de binlerce yıldır orkinos (Thunnus thynnus) avcılığı yapıldığını biliyoruz, ancak araştırmacılara göre bu ihtişamlı türün popülasyonu hiçbir zaman bugünkü kadar düşük seviyelerde bulunmamıştı. Türkiye’de 1950’li yıllara kadar geleneksel yöntemlerle oldukça düşük miktarlarda avlanan orkinoslar, gırgır teknelerinin filoda yer almasıyla birlikte daha fazla yakalanır oldular. Karadeniz ve Marmara Denizi’ndeki eski kuşak balıkçıların çok iyi hatırladıkları orkinoslar, bu bölgelerde özellikle aşırı avlanmaya bağlı olarak son derece azalmış durumdalar (fakat aşırı avcılığın yanısıra deniz kirliliği vb. diğer olumsuz faktörler de mevcut). Ege ve Akdeniz’deki stoklarımızın durumu hakkında çok sağlam bilimsel veriler bulunmasa da, tahminlere göre çok yıprandıkları düşünülüyor. Şu an 48 üye ülkesi bulunan ICCAT (Uluslararası Atlantik Orkinoslarını Koruma Komisyonu), içinde orkinosların da yer aldığı 30 farklı türün avcılığını 1969’dan beri düzenliyor; Türkiye bu komisyona 2003 yılından beri üye ve belirlenen orkinos av kotasını Tarım ve Köyişleri Bakanlığı aracılığıyla uyguluyor. 2007’den beri kota miktarını tedricen düşüren ICCAT, 2010 yılı için Türkiye’ye 410 ton kota verdi (bu noktada 1998’deki tarihi rekorumuz olan 5899 ton orkinos avını belirtmekte fayda var). Çeşitli STK’lar, bir süredir orkinos’un uluslararası ticaretinin kısıtlanması ve hatta Türkiye için “sıfır ton kota” uygulanmasını talep ederlerken, balıkçılar bu durumun tam tersi bir tutum sergiliyorlar.
Orkinos denilince akla ilk gelen ülke, dünya stoklarının önemli bir kısmına her daim talip olan Japonya. Durum böyleyken Atlantik ve Akdeniz’de avcılık yapan pek çok ülke, orkinosları Japonya’ya ihraç etmeyi tercih ediyorlar. Bu yolla Türkiye’nin kasasına her yıl 150 milyon USD para giriyor. Ticari değeri son derece yüksek böyle bir türün avcılığının son ermesi, doğal olarak pek çok ülkenin işine gelmiyor, ve dolayısıyla bilimadamlarının ortaya sunduğu gerçekleri görmezden geliyorlar. Binlerce araştırma makalesinde “nesli tehlike altında” diye ünlenen orkinosların mevcut av baskısıyla popülasyonlarını yenileme şansı hiç yokken, “denizde balık bitmez” düşüncesindeki balıkçıların ve STK’ların nasıl olup ta asgari müşterekte buluşacağı herkesin merakla beklediği bir konu.
Seferihisar Belediye Meclisi 04.08.2009 tarih ve 65 Sayılı kararı ile Cittaslow Birliği’ne üye olma konusunda karar almış ve bu kararı İzmir Valiliği ve Dışişleri Bakanlığı onayından da geçirerek uygulamalarına başlamıştır. Seferihisar Kenti, ülkemizdeki Cittaslow(Sakinşehirler Birliği)Başkenti ve bu hakkı kazanmış tek ilçedir. İlçenin tüm alanlarını ve yaşam ortamını, Planlamasını ve düzenlemesini, Cittaslow kriterlerine uygun şekilde yürütmektedirler. Demircili ve Yağcılar Köyü, Sığacık Limanı kıyıları 1.DERECE DOĞAL+1.DERECE ARKEOLOJİK SİT kapsamında kalmaktadır. Sığacık Kalesi KENTSEL SİT kapsamındadır.